hadi sen kendi adını söyle şimdi...

19 Haziran 2012 Salı

Sanki hiçbir şarkının hiçbir filmin beni bulamayacağı kadar uzaktayım onlara göre.
Sen ağlarken kimsenin seni görmemesi gibi
Tamamen görünmez olmayı becerebilmiş gibiyim
Aşk falan yalan oluyormuş bir zaman
İzlediğin filmler dinlediğin şarkılar içtiğin kadehler yalan çıkıyormuş
İçini parçalayan bi üzüntü bu
Birlikteyken bile cehennemin içinde kıvranmak
Severken binlerce kez işkence görmek
Gitmek gerek! dediğinde sırtını dönemediğin kadar değerli.
Sana göre.
Sen gitmeden de bitmeyecek bir hikaye bu
Sinek gibi tüm kanını bitirene kadar derinin altında yuvalanmış bir hastalık bu
Birine gerçekten bağlandın mı virüs gibi her yerini kör eden bi hastalık
Bu bağlılık aptallara olan bu bağlılık sadece güzelliklerin ölümüdür.
Ve şimdi öyle aptalım ki
Öyle acımasızım ki kendime
Çekip gidemiyorum şu dertten
Kolayca sıyrılamıyorum işte

3 Haziran 2012 Pazar

tükendiğini hissettiğinde

Korkuların varsa üstlerine yürü eğer hala gücün kaldıysa yıldırımlarla tek başına savaşabilirsin.
Bakmaya korktuğun insanların gözlerini deler gibi bak.
Sinirlendiğin zaman kendine özel bi yere git, bu bi giysi dolabı da olabilir. Hiç fark etmez.
Kendinden kaçıyorsan siktir et kaçmana gerek yok. Birazcık içki seni çözer.
Kendini çok kötü hissediyorsan müziğini ona göre seçmelisin, kötü hissetmelerin bir sınırı yoktur bunu bilmelisin.
Sadece kendinle özgürleşebilirsin. Başka hiç kimse seni özgür kılamaz.
Demek ki neymiş diğerleri sadece diğerleriymiş.
Şimdilik bu kadar sevgili Puritania...